
Yetkililerin, kanunların gereğini yerine getirerek bir kaçak yapıyı yıkması yerinde bir uygulamadır. Hukukun üstünlüğü gözetilmeli, kanuna aykırı uygulamalara göz yumulmamalıdır!..
Ancak unutulmamalıdır ki, adalet ve eşitlik ancak istisnasız uygulama ile mümkündür. Şehrimizde tespit edilen diğer YÜZLERCE kaçak yapı için de aynı kararlılığın gösterilmesi, kanunların herkese eşit uygulanması, kamu vicdanını rahatlatacaktır. Kanunlar seçici uygulanmaz; ya vardır ya yoktur. Temennimiz, bu sürecin tüm kaçak yapılar için aynı ciddiyetle ve tavizsiz şekilde devam etmesidir.
Halkın kafasında tek soru: “yüzlerce kaçak yapıya neden dokunulmuyor?” Çoğunun cevabı belli: “Oy için yıkmıyorlar…”Oysa bilin ki; kanunların gereğini yaparsanız, biz size oy verdiğimiz gibi arkanızda durur, her türlü desteği veririz.
Adalet ve eşitlik, seçimden daha büyük bir kazanımdır. Unutulmamalıdır hukukun üstünlüğü ancak sözde değil, eylemde sağlanır.
Trabzon Büyükşehir Belediyesinin kararlılığını halk Karayolları Genel Müdürlüğü 10. Bölge Müdürlüğü ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Trabzon İl Müdürlüğünden hukukun üstünlüğünü gözetmelerini beklemektedir. Kanuna aykırı uygulamalarda Kanunların gereği yapılmalıdır.
Trabzon gibi doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve verimli topraklarıyla öne çıkan bir şehirde, hukukun üstünlüğü her şeyden önce gelmelidir. Ancak üzülerek belirtmeliyiz ki son yıllarda kentimizde; tarım arazilerinin imara açılması, kıyıların özel kişi veya gruplar tarafından işgal edilmesi, mahkeme kararlarının uygulanmaması, kaçak yapılaşmanın yaygınlaşması gibi birçok konuda kanunlara aykırı uygulamalar yaygınlaşmış, yetkili kurumlar ise çoğu zaman bu duruma seyirci kalmıştır.
Hukuk devleti ilkesinin geçerli olduğu toplumlarda, kanunlar sadece yazılı metinler değil, aynı zamanda herkesin uymakla yükümlü olduğu bağlayıcı kurallardır. Bu kuralların uygulanması, devletin güvenilirliği ve toplumun huzuru için vazgeçilmezdir.
Ancak ne yazık ki, son dönemde bazı bölgelerde, özellikle imar planları, çevre düzenlemeleri, kıyı ve tarım alanlarının kullanımı gibi konularda kanunlara aykırı uygulamalara göz yumulduğu, hatta kimi zaman bu uygulamaların teşvik edildiği gözlemlenmektedir.
Şunu bir kez daha vurgulamak isteriz ki, kanunların uygulandığı bir ülkede, bu tür hukuksuzluklara sessiz kalmak, sadece yasalara değil, topluma da ihanettir. Kamu görevlilerinin görevi, usulsüzlükleri görmezden gelmek değil, tespit etmek ve müdahale etmektir.
Her kesimden yurttaş, yasalar önünde eşittir. Hiçbir kişi, kurum ya da çıkar grubu, yasal düzenin üstünde değildir. Hukuksuzluğu yapan kadar, buna göz yuman da sorumludur ve bu sorumluluk hem hukuki hem de vicdanidir.
Bu nedenle yetkilileri, kanun dışı uygulamalara karşı derhal ve kararlılıkla harekete geçmeye, görevlerini layıkıyla yapmaya davet ediyoruz. Halkın ortak malı olan doğamız, sahillerimiz, tarım arazilerimiz ve kamusal alanlarımız keyfi biçimde talan edilemez.
Hukuka saygı, geleceğimize saygıdır. Göz yumuldukça büyüyen her hukuksuzluk, yarının krizidir. Herkesin görevini yapması, adaletin temelidir.
Bundan sonra da, daha önce olduğu gibi, kurumların sorumluluk alanındaki işgalleri daha etkin bir şekilde hukuka taşıyacağımızın bilinmesini isteriz.
Hukuk varsa, keyfilik yoktur!
Kamuoyuna saygıyla duyurulur
Cemil PEHLEVAN ŞUBE BAŞKANI





