
Değerli Halkımız, Kıymetli Basın Mensupları,
Bizler; yetimin hakkını yiyenin, mazlumun ahını alanın karşısında, ananın gözyaşına, babanın feryadına kulak tıkayan zulmün karşısında dimdik durmaya devam edeceğiz. Hiçbir siyasi kaygı gütmeden, kişi, kurum, parti fark etmeksizin; dün olduğu gibi bugün de yarın da yolsuzluğun her türlüsünün karşısında duracağız.
Çünkü siyaset, makam koltuklarına tutunarak servet devşirme sanatı değildir.
Siyaset, malı olmayana mal, umudu olmayana umut, sesi çıkmayana ses olma iradesidir.
Siyaset, gücün gölgesine sığınıp korunmak değil; gücün zulmettiği yerde zayıfın yanında dimdik durmaktır. Bunun dışındaki her anlayış, siyasetin ve insanlığın temel sosyolojisine aykırıdır.
Değerli halkımız,
Biz bu bilinçle siyaset yapıyoruz. Bu yüzden makamı, mevkileri, unvanları bir basamak gibi kullanarak yükselmek isteyenlerin, belediyeleri bir arpalığa çevirenlerin, kamunun malını kendi malı gibi görenlerin, kendi yakınlarına ve yandaşlarına usulsüzce kapılar açanların karşısındayız.
Belediyelerde, siyasette dönen ihaleleri biliyoruz.
Usulsüz atamaları biliyoruz.
Siyasi taht oyunlarını biliyoruz.
Bizden diye görmezden gelinen kötülüklerin, göz göre göre yapılan kayırmacılıkların, “bizim çocuk” diye aklanan yolsuzlukların hepsinin farkındayız.
Bir tarafta evine ekmek götüremeyen onurlu insanlar, diğer tarafta tek gecede milyonluk ihaleleri paylaşan holding sahipleri…
Bir tarafta çöpten ekmek toplayan anneler, diğer tarafta çocuklarına altın kaplama mama sandalyesi alanlar…
Bir tarafta günde bir öğün yemek yiyebilen gençler, diğer tarafta sofrasından ejder meyvesi, kuş sütü eksik olmayanlar…
Bir tarafta asgari ücretli vatandaşın kart limitini aşmamak için markette ürün alamayan Türkiye, diğer tarafta bir gecede birkaç milyonluk araç değiştirenlerin ülkeyi yönettiği bir düzen!
Bu düzen adil değildir.
Bu düzen vicdansızdır ve sürdürülemez.
Ve bilin ki bu zulüm çarkı sonsuza kadar dönmez.
Günün sonunda çark döner, hesap döner ve boğazından bir lokma haram geçen herkes, bu milletin huzurunda hesap verir.
Bu ülkenin alın terini, vergisini, emeğini sömürenlere açık bir çağrıda bulunuyoruz:
Yolsuzlukla, kayırmacılıkla mücadele edeceğiz.
Bu ülkeyi bir avuç rant çevresinin değil, milyonların ortak yurdu yapmak için mücadele edeceğiz.
Çünkü biz inanıyoruz:
Bu millet, alın terinin çalınmasına daha fazla sessiz kalmayacaktır.
Bizler de Saadet Partisi olarak halkımızın hakkını savunmaya, güçlülerin değil haklıların yanında durmaya devam edeceğiz.
Sözümüz nettir:
Yolsuzluk yapan kim olursa olsun karşısındayız.
Yetimin hakkını yiyene geçit vermeyeceğiz. Bu milletin geleceğini bir avuç haramzadeye teslim etmeyeceğiz. Tüm halkımızı bu mücadelede yanımızda olmaya davet ediyor; Adaletin, temiz siyasetin ve ahlaklı yönetimin hâkim olduğu bir Türkiye için birlikte yürümeye çağırıyoruz.
Teşekkür ediyorum.

