Reklam

Reklam
Reklam
Haberim Hamsi | Trabzon Haber

Nöbet Yerine Yürüyen ve Yeni Bir Merkez Olma Yolunda Süratle İlerleyen Anahtar Parti İktidar Olabilir mi?

Anahtar Parti Genel Başkanı Sayın Yavuz Ağıralioğlu’nun, “Biz önümüzdeki dönem iktidar namzediyiz, nöbet yerimize yürüyoruz, sonuna kadar müstakil bir irade halinde bu yürüyüşümüzü sürdüreceğiz” şeklindeki iddialı beyanı,

Nöbet Yerine Yürüyen ve Yeni Bir Merkez Olma Yolunda Süratle İlerleyen Anahtar Parti İktidar Olabilir mi?


Nöbet Yerine Yürüyen ve Yeni Bir Merkez Olma Yolunda Süratle İlerleyen Anahtar Parti İktidar Olabilir mi?

Mehmet Mutluoğlu

Türk siyasetindeki arayışın ve tıkanıklığın ortasına düşen bir bomba etkisi yarattı. Bu söylem, sadece bir siyasi slogan değil; mevcut sistemin ve geleneksel ittifak mantığının yarattığı yorgunluğa karşı sunulan bir “yegane alternatif” tezidir.

Bu cesur yürüyüşün gerçekleşme ihtimalini anlamak için, öncelikle Sayın Ağıralioğlu’nun sunduğu “tapulu seçmen dönemine son verme” stratejisini incelemeliyiz.

Tapulu Seçmen Devrinin Sonu ve Millet Birlikteliği

Başkan Ağıralioğlu’nun iddiasına göre, Anahtar Parti, geleneksel siyasi partilerin dar ideolojik kalıplarına sıkışmış “tapulu seçmen” anlayışını yıkıyor. Gözlemlerimizle de desteklendiği üzere, Anahtar Parti’nin kısa süre içinde AKP, MHP, CHP, İYİ Parti, Yeniden Refah ve Saadet Partisi gibi geniş bir yelpazeden insanları bünyesinde topluyor olması, bu tezin ilk somut işaretidir. Bir yıl gibi kısa bir sürede, barajları aşmış  bir ivme kazanılması, parti tabanının suni bir siyasi birliktelikten ziyade, “bütün milleti kendinde toplayan bir millet birlikteliği” arayışının karşılığı olduğunu gösteriyor.

Geleneksel siyaset, seçmeni adeta bir gayrimenkul tapusu gibi görerek, “Bu bölgenin oyu benim, bu kimliğin oyu benden başkasına gitmez” yanılgısıyla hareket etti. Ancak son yıllarda yaşanan büyük kopuşlar ve sürekli oy hareketliliği, bu tapuların hükmünü yitirdiğini kanıtladı. Anahtar Parti, bu boşlukta, ideolojilerin ve kısır döngülerin ötesine geçerek, ortak Memleket ve Millet Davası etrafında bir toplanma merkezi kuruyor.

İttifakların Yorgunluğu ve Müstakil İrade İhtiyacı

Türkiye siyasetinde son 25 yıla baktığımızda, iktidarı değiştirme arayışlarının çoğunlukla “ittifaklar” üzerinden yürütüldüğünü ve bu ittifakların başarıya ulaşamadığını görüyoruz. İster sağ-sol ittifakları, ister ideolojik karşıtlık üzerinden kurulan bloklar olsun; bu yapılar, genellikle aritmetik toplamın ötesine geçememiş, ortak bir vizyon yerine sadece ortak düşmanlık zemininde birleştiği için seçmende güven ve heyecan uyandıramamıştır. Her bileşenin kendi ideolojik sınırlarını koruma kaygısı, ortaya çıkan siyasetin cesaretsiz, risk almayan ve en küçük ortak paydada buluşan “gri” bir profil çizmesine neden olmuştur.

Bu durum, iktidarı değiştirmenin yegane alternatifinin,  “müstakil bir irade ile milletin her kesimini toparlayıp iktidara yürüyebilmekten” geçtiği gerçeğini dayatır.

Tarih Tekerrür Eder mi? Merkez Parti Yükselişleri

Türk siyasi tarihine baktığımızda, iktidar nöbetini devralan büyük değişimlerin çoğunlukla, yıpranmış bir iktidarın karşısında kurulan, dar bir ittifak yerine, geniş bir toplumsal karşılık bulan Merkez Parti dalgalarıyla geldiğini görürüz:

1950 – Demokrat Parti (DP): İsmet Paşa’nın tek parti otoritesine karşı, sadece CHP’den kopanların değil, toplumun her kesiminden –köylü, esnaf, aydın– büyük bir mutabakatla doğan merkez sağ hareketi.

1965/1970’ler – Adalet Partisi (AP) ve Süleyman Demirel: Farklı siyasi akımların birleştiği, geniş tabanlı, merkezdeki boşluğu dolduran güçlü bir yapı.

1983 – Anavatan Partisi (ANAP) ve Turgut Özal: Askeri darbe sonrası siyasi yasağın kalktığı ortamda, dört eğilimi tek çatıda toplayan, ne sağ ne sol, yeni bir merkez kimliğiyle iktidara geldi.

2002 – Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti): Geleneksel sağ-merkez partilerinin kriz ve parçalanmışlığından bıkan halkın, yeni, kapsayıcı ve reformist bir merkez arayışının karşılığı oldu.

Özal’ın yıpranmasından sonra iktidarı CHP’nin değil, Demirel’in değiştirmesi örneği, mevcut iktidarı değiştirecek gücün, ideolojik bir bloktan çok, yeni ve dinamik bir merkez arayışında yattığını kanıtlar. Halk, mevcut yapıdan memnun değilse, sadece karşıtlık üzerine kurulu bir ittifaka değil, iktidar olabileceğine inandığı, güçlü bir alternatif Merkez Parti’ye yönelir.

Anahtar Parti’nin Geometrik Yükseliş Potansiyeli

Anahtar Parti’nin ve Yavuz Ağıralioğlu’nun siyasetini, bir parti anlayışından ziyade, bir memleket ve millet davası olarak konumlandırması, siyasetin dar çerçevesinden çıkıp, toplumsal bir misyon haline gelmesini sağlıyor.

Eğer Anahtar Parti, kendisini toplumun her kesiminden oy alabilecek, güven veren, tutarlı ve büyük bir Merkez Parti haline getirebilirse, yükselişi geometrik bir artışla devam edebilir. Bu yükselişin anahtarı şudur:

Millet, bir partinin sadece muhalefet değil, iktidar olabileceğine gerçekten inandığı an, o partinin etrafında büyük bir toparlanma başlar. Yani anahtar Parti ile Yavuz ağıralioğlu bu psikolojik eşiği açtığı andan itibaren geometrik bir şekilde yükselişini sürdürecektir.

Siyasi yelpazenin her iki ucundan gelen seçmen, ortak bir paydada buluşabileceğini gördüğünde, parti artık sadece bir siyasi aktör değil, toplumsal bir kurtuluş umudu haline gelir. Bu durum liderin ve partinin güven ve kapsayıcılık yönünü güçlendirmiş olur ve böylece de geometrik yükseliş sürer.

Yavuz Ağıralioğlu’nun müstakil irade vurgusu, gelecekte kurulacak bir iktidarın başkalarına değil, sadece millete hesap vereceği mesajını içerir. Bu netlik ve bağımsızlık duruşu, yıllardır ittifak pazarlıklarında yorulan seçmen için aradığı otoriter liderlik ve sağlam duruş hissiyatını yaratabilir.

Anahtar Parti’nin iktidar olma iddiası, sadece kuru bir siyasi hayal değil, Türk siyasi tarihinin Merkez Parti hareketleriyle dolu DNA’sından beslenen, mevcut ittifak yorgunluğuna karşı sunulmuş ciddi bir stratejidir. Eğer Anahtar Parti, kendisini kısa sürede bir “ittifak bileşeni” olmaktan çıkarıp, Milletin yeni buluşma noktası ve iktidarın yegane namzedi olarak konumlandırmayı başarabilirse, bu “nöbet yerine yürüyüş” Türkiye siyasetinin seyrini kökten değiştirecektir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Günebakış Trabzon Haber