Reklam

Reklam
Reklam
Haberim Hamsi | Trabzon Haber

ÖN SEÇİM MARATONUNA ADANA’DAN DEVAM ETTİ 

 “BU ÜLKEYİ RAYINDAN ÇIKARAN BU ANLAYIŞA DUR DEMENİZİ İSTİYORUM”  “BU CENNET VATANIN ÜZERİNE ÇÖKEN KARA BULUTLARI DAĞITTIK DİYE SEVİNECEĞİZ” 

ÖN SEÇİM MARATONUNA ADANA’DAN DEVAM ETTİ 


ÖN SEÇİM MARATONUNA ADANA’DAN DEVAM ETTİ 

 “FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN MUAMELELERİ GİBİ HAREKET ETMEYİN! MERTÇE, HAKKA VE HUKUKA UYGUN OLARAK YAPIN”

 “SURİYE’DE YAŞANANLARA GÖZ YUMMAYIZ, YUMAMAYIZ”

 “TÜRKİYE MASA KURAN OLMASI GEREKİRKEN, ÇOĞU MASALARDA SANDALYE BULAMAZ DURUMDADIR”

 CHP’nin ön seçimle belirlenecek cumhurbaşkanı aday adayı, TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir ve Kayseri’nin ardından büyük yolculuğuna Adana’da devam etti. Adana Buluşması’nda büyük bir coşkuyla karşılanan İmamoğlu, “Vatandaşlarını eşitlikte birleştiren, kurtaran ve bu ülkenin sahibi milleti yapan Atatürk’ün iradesi bize devletin sahibinin millet olduğu gerçeği hatırlatmamızı söylüyor. Bu ülkeyi rayından çıkaran bu anlayışa dur demenizi istiyorum. Devlet, adım adım yok olmaya doğru giderken biz, partisinin emanetini gururla göğsünde taşıyan neferler olarak bu gidişata hep birlikte son vermek zorundayız. Ben bu yolculuğa sırtımı verebileceğim, partime ve benimle her koşulda birlikte mücadele edebilecek yol arkadaşlarıma, sizlere; hepinize güvenmenin gönül rahatlığıyla yola çıkıyorum” dedi. 

 “Başaracağımızdan en ufak bir kuşkum yok. Hep birlikte çalışacağız ve hep birlikte başaracağız” diyen İmamoğlu, “Başardığımız gün, seçimde kazandık diye değil, milletimizin birliğine bütünlüğüne yeniden kavuştuğu için sevineceğiz. Bu cennet vatanın üzerine çöken kara bulutları dağıttık diye sevineceğiz. O gün, yalnızca zalimlerin saltanatını yıktığımız için değil, artık kimse işçinin, esnafın, çiftçinin, emeklinin, kadının, çocuğun, gencin, yoksulun hakkına giremeyeceği için sevineceğiz. O gün, millet yeniden söz sahibi olduğu için, hani başka zamanlarda ‘yeter söz milletindir’ denmiştir. Biliyoruz ki millet bu ülkenin bu cennet vatanın sahibidir. Millet herkesten büyüktür” ifadelerini kullandı. 

 İmamoğlu, tanıdığı bir grup insanın mal varlıklarına, banka hesaplarına el koyulmasına yönelik, “Buradan söylüyorum: Ey ilgili şahıs. O kendini çok iyi biliyor. Bak ben senin dediğin gibi şantaj-montaj demiyorum. Çok net bir şey söylüyorum: Benim arkadaşlarım eğer en ufak bir haksızlığa veya hukuksuzluğa karışmışsa gelin bütün dosyaları açın, bütün belgeleri bilgileri açıkça kamuoyu ile paylaşın. Milletimiz görsün. Hodri Meydan. Elinizde ne varsa dökün ortaya diyorum. Ama öyle uydurma gizli tanık beyanları o geçmişte ki FETÖ terör örgününün muameleleri gibi hareket etmeyin mertçe, hakka ve hukuka uygun olarak yapın. Senin savcıların sorsun benim arkadaşlarım yanıtlasın. Kim ahlaklı ? Hangi dönem kaynakları peşkeş çekilmiş? Canlı yayında bu millete izletmeye var mısın? Var mı yüreğin? Mertsen, yiğitsen, ufacık da olsa vicdan kırıntın varsa bu meydan okumaya yanıt verirsin. Bir derdiniz varsa ben buradayım. Milletimizle beraber buradayım” dedi. 

 Suriye’de yaşanan gelişmelere ilişkin endişeli olduğunu kaydeden İmamoğlu, şunları söyledi: 

“Suriye’de yaşananlara göz yummayız, yumamayız. Zalimlik neredeyse biz ona karşıyız. Yürütülen süreç hem bölgemizi, Suriye’yi ama aynı zamanda ülkemizi derinden etkiliyor. Suriye’de yaşayan Alevilere yönelen şiddet ve sivil halk arasında yaşanan kayıplar ile azınlıklara yönelik katliam ihtimali bizde, bu memleketin vicdanlı 86 milyon insanında çok büyük bir endişe kaynağı olmuştur. Buradan sesleniyorum, Türkiye Cumhuriyeti devleti en baştan beri söylediğimiz gibi evet Suriye’de güçlü, demokratik oradaki halkların eşitliğinin ilkesinin korunduğu ve özellikle inan, etnik köken ayrımı olmaksızın insanların birlikte yaşamaya, medeni bir biçimde yaşatmaya yönelik bir devletin kurulmasına biz öncülük edebiliriz. Türkiye’nin bunu yapması için masada olması gerekir dedik. Ve bu yoldan asla sapmaması gerekir dedik. O bakımdan ne yazık ki endişe duyuyoruz. Ne yazık ki Türkiye masa kuran olması gerekirken çoğu masalarda sandalye bulamaz durumdadır. Bu endişe vericidir. Yanı başımızda olan ve yürütülen bu süreçler yarın başka milletleri belki ilgilendirmez ama bizim 100 yılımızı, 200 yılımızı, yüzlerce yılımızı etkileyecek oluşumlardır. Suriye’de kalıcı barış ve istikrarın sağlanması, Türkiye için önemli bir önceliktir.” 

 ÇUKUROVA / ADANA

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) ön seçimle belirlenecek cumhurbaşkanı aday adayı olan Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, ön seçim buluşmalarının üçüncüsünü İzmir ve Kayseri’nin ardından Adana’da gerçekleştirdi. İmamoğlu, Çukurova ilçesindeki Aski Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda Adana, Mersin, Gaziantep, Kahramanmaraş, Hatay, Kilis ve Osmaniye illerinden gelen CHP üyeleri ve vatandaşlarla buluştu. Vatandaşlar 2 bin kişilik salonu hınca hınç doldurdu. Binlerce vatandaş ise salon dışına kurulan ekranlarda İmamoğlu’nu izledi.

Coşkulu kalabalığı selamlayan İmamoğlu, “Bugün sizlere alın terinin toprağa karıştığı bereketli Çukurova’dan sesleniyorum. Bugün size tarımın, sanayinin, medeniyetlerin beşiğinden sesleniyorum. Bugün size bir yandan depremin yaralarını sararken, diğer yandan hayata tutunmaya çalışan kardeşlerimin arasından sesleniyorum. Her birinizin Ramazan ayı mübarek olsun. Ramazan ayı bolluğun, bereketin simgesi olan paylaşmanın ve dayanışmanın ayıdır. Bu mübarek ayda çıktığımız bu yolun bolluğumuzu, bereketimizi kat be kat artırmasını, dayanışmamıza kol kola, omuz omuza olmamıza güç vermesini diliyorum. Yolumuz açık olsun” dedi.

Adana’nın cesaret ve dayanışmasıyla millete umut olmuş bir şehir olduğu söyleyen İmamoğlu, “Atatürk’ün sözü, ‘Bende kurtuluş mücadelesi fikri ilk olarak bu güzel Adana’da doğmuştur’ dediği şehirdir Adana. İlk kurtuluşun güzel hislerinin bu yürekli insanların şehrinde doğması gibi, Adana büyük mücadelemiz için de umut olacak. Tıpkı Adana gibi Mersin, Hatay, Osmaniye, Antep, Kilis, Kahramanmaraş da büyük mücadelemizin kale gibi yıkılmaz, milletimizin omuz omuza verdiği, tek vücut şehirleri olacak” diye konuştu.  

“MİLLETİMİZ, YALNIZCA AYRICALIKLI BİR ZÜMRENİN ÇIKARINI ÖNEMSEYEN BU İKTİDAR YÜZÜNDEN PERİŞAN HALDE”

“Kuruluşun ve kurtuluşun partisinden, Cumhuriyet Halk Partimizden aldığımız güçle hep birlikte başaracağız” diyen İmamoğlu, “Çünkü tıpkı dün olduğu gibi bugün de, tarihin en önemli kavşaklarında her zaman Cumhuriyet Halk Partisi’nin imzası vardır. Mustafa Kemal Atatürk’ten aldığı güç ve ilhamla her zaman yol göstericisi olan Cumhuriyet Halk Partisi, yine tarihin önemli bir kavşağında muazzam bir görev üstleniyor. Milletimiz, yalnızca ayrıcalıklı bir zümrenin çıkarını önemseyen bu iktidar yüzünden perişan haldedir. Zenginleşmenin yolu fakirin üstüne basmaktan geçiyor” şeklinde konuştu.  

“Ekonomi, freni patlamış bir kamyon gibi resmen uçurumdan aşağı sürükleniyor, vatandaşlarımız ayrıştırılıyor, eğitim sistemi, sağlık sistemi, hukuk sistemi, yargı sistemi paramparça. Bu durumdan çıkışın yolu ise yine Cumhuriyet Halk Partisi’dir” ifadelerini kullanan İmamoğlu, şunları söyledi:

  “BU ÜLKEYİ RAYINDAN ÇIKARAN BU ANLAYIŞA DUR DEMEMİZİ İSTİYORUM”

“Vatandaşlarını eşitlikte birleştiren, kurtaran ve bu ülkenin sahibi milleti yapan Atatürk’ün iradesi bize devletin sahibinin millet olduğu gerçeği hatırlatmamızı söylüyor. Bu ülkeyi rayından çıkaran bu anlayışa dur dememizi istiyorum. Devlet, adım adım yok olmaya doğru giderken biz, partisinin emanetini gururla göğsünde taşıyan neferler olarak bu gidişata hep birlikte son vermek zorundayız. Ben bu yolculuğa sırtımı verebileceğim, partime ve benimle her koşulda birlikte mücadele edebilecek yol arkadaşlarıma, sizlere; hepinize güvenmenin gönül rahatlığıyla yola çıkıyorum. Bu yoldan asla vazgeçmeyeceğim. İşimiz kolay değil, bunu hepimiz biliyoruz.”

                                                                                                           

“HEP BİRLİKTE BU ADALETSİZ, BU BOZUK DÜZENİ DEĞİŞTİRECEĞİZ”

“Fakat bildiğimiz bir şey daha var. Birleşmiş ve bütünleşmiş Cumhuriyet Halk Partisi’nin önünde size soruyorum kimse durabilir mi? Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu ülkeyi kurucu değerlerine döndürme kararlılığının önünde kimse durabilir mi? Mücadeleye hazır bir Cumhuriyet Halk Partili’nin önünde kimse durabilir mi? Milletini zalimin zulmünden koruma kararlılığında olan bir Cumhuriyet Halk Partili’nin önünde kimse durabilir mi? İşte bana diyorlar ki sen hiç korkmuyor musunuz? Yahu bu insanlarla omuz omuza duran İmamoğlu yaradandan başka kimseden korkmaz. Biz bir tek yaradana sığınırız, milletimize sırtımızı verip vatan ve millet uğruna yola koyuluruz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin ekonomiyi, sağlığı, yargıyı, güvenliği, demokrasiyi en üst seviyeye ulaştırma kararlılığının önünde kimse duramaz. Çünkü biz boyun eğmeyiz. Biz, hep birlikte bu adaletsiz, bu bozuk düzeni değiştireceğiz. Çünkü biz, Cumhuriyet Halk Partililer, boyun eğmeyenleriz. Ön seçimde bunu göstereceğiz.”

“O bir avuç insana, milletin zalimlere boyun eğmeyeceğini göstereceğiz. Ön seçimde tek bir bilek, tek bir yumruk olacağız. Önce biz Cumhuriyet Halk Partililer birlik ve beraberliğimizi göstereceğiz, sonra demokrasi ve adalet ve refah isteyen herkesle bütünleşeceğiz. Milletimizle omuza omuza vereceğiz ve bu zulüm düzenini yıkıp geçeceğiz. Birlik ve beraberliğimizi göstereceğiz. Bu ülkenin demokrasi diyen hukukun üstünlüğü diyen güçlerin özellikle dengeli bir şekilde güçler ayrılığını savunan daha güçlü bir parlamento diyen parlamenter sistemle vatandaşın gücünün eksildiği değil, yükseldiği bir yönetim sistemimizde herkesle buluşacağız. Herkesle el sıkışacağız. 23 Mart’ta yapacağımız ön seçim bu bütünleşmenin ilk aşaması olacak.”

“Başaracağımızdan en ufak bir kuşkum yok. Hep birlikte çalışacağız ve hep birlikte başaracağız. Başardığımız gün, seçimde kazandık diye değil, milletimizin birliğine bütünlüğüne yeniden kavuştuğu için sevineceğiz. Milletimizin, bu cennet vatanın üzerine çöken kara bulutları dağıttık diye sevineceğiz. O gün, yalnızca zalimlerin saltanatını yıktığımız için değil, artık kimse işçinin, esnafın, çiftçinin, emeklinin, kadının, çocuğun, gencin, yoksulun hakkına giremeyeceği için sevineceğiz. O gün, milletin yeniden söz sahibi olduğu için, hani başka zamanlarda ‘yeter söz miletindir’ denmiştir. Biliyoruz ki millet bu ülkenin bu cennet vatanın sahibidir. Millet herkesten büyüktür”  

“Türkiye, yepyeni bir başlangıç yapacak. Size söz veriyorum o seçimi kazandığınız gün ertesi gün sabah uyandığınızda mis gibi bir Çukurova kokacak. Yürüdüğümüz bu yol, esaslı bir mücadelenin, emsalsiz bir dayanışmanın örneği olacak. Biz CHP’liler başaracak. Türkiye; adaletin, eşitliğin, kardeşliğin gücüyle büyüyecek, zenginleşecek, özgürleşecek. Ülkemizin dört bir yanı gibi, Adana ve Çukurova da hak ettiği değere kavuşacak. Mersin, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Osmaniye refaha kavuşacak.”

“Bugün izlenen yanlış politikalar yüzünden Çukurova mutsuz. Mersin, Antep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Osmaniye mutsuz. Son 20 yılda en fazla tarım arazisi bu şehirlerde yitirildi. Adana’nın pamuğu can çekişiyor, pamuk ithal edilir hale geldik. Mersin’in narenciyesi can çekişiyor, çiftçi ürünü ağaçta bırakıyor. Osmaniye’de yer fıstığı can çekişiyor, üretici maliyetlerini karşılayamıyor. Gaziantep’te Barak Ovası inşaat rantının tehdidi altında. Maraş’ın tahılı, Kilis’in zeytini, üzüm bağları can çekişiyor. Sebebi su kaynaklarını, bu bereketli arazileri bir bir yok eden tarım ve su politikalarıdır. Adana’da hem toprak bereketli hem çiftçimizin tarihi kadim bir bilgisi var. Buna rağmen tarım sektöründe çalışan kişi başına katma değer 12.300 Dolar. Bu değer Hollanda’da tam 72.000 Dolar. Hollanda’nın yüz ölçümü buradaki beş ilimizin yüz ölçümünün toplamından küçük fakat tarımdan, çalışan başına bizim 6 katımız para kazanıyor. Biz buna müsaade edemeyiz.”

 “BİZ İNSAN AYIRMAYACAĞIZ”

“Bu milletin ferdinin, çiftçisinin dertlerine seyirci kalamayız. Eğer bugün Adana’da tarımda çalışanların istihdam içindeki payı %60 ise ve Adana tarımdan para kazanmıyorsa Adana’nın yoksullaşmasına seyirci kalamayız. Yalnızca çiftçimiz de değil bütün vatandaşlarımız dertli.

Nüfus yoğunluğu özellikle şehir merkezinde, şehir merkezleri kendi haline bırakılmış ve özellikle CHP’li AK Partili ayrımı yapılıyor, izinler verilmiyor. Kaç yıldır Vahap Başkan’ın, Zeydan Başkan’ın hizmetlerini güçlendirmek için merkezi idareden beklenen izinler imzalar, yürütülmesi gereken işlerin nasıl bekletildiğini ben biliyorum. Biz insan ayırmayacağız, ayırmıyoruz. Şehir merkezlerinde insanlarla birlikte çalışmanın keyfi varken valisi başka bakacak meseleye, emniyet müdürü başka, iktidar mensubu değilse belediye başkanıyla yan yana bol bol olmayı sorunlu hale getirecek. Güvensiz hale getirecek. Sadece bunlar da değil. Sanayici, ihracatçı izlenen yanlış kur politikalarıyla kaderine terk edilmiş durumda. Bu cennet bölgenin limanlarının lojistik performansını artırmamız, başta kimya sektörü olmak üzere birçok ihtisaslaşmış sanayi bölgesini burada kurmamız lazım.”

“En öncelikli meselelerimizden biri, hatta ilki karşımızda tüm çıplaklığıyla duruyor: Türkiye’nin deprem gerçeği. Ne yazık ki 2023 Şubat ayında yaşadığımız deprem felaketi ile bu coğrafyada utanıyoruz, başımızı eğip yirmi küsur senedir iktidar olan bir hükümetin tedbir almadığı yerde ne yazık ki on binlerce insanımızı kaybettik. Deprem felaketimiz 11 ilimizi birden etkiledi. En çok etkilenen şehirlerden olan Hatay ve Kahramanmaraş’tan olan kardeşlerimize bir kez daha depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabır diliyorum. Bu memleketin neresine ateş düşse bizim de ciğerimiz yanıyor. Biz neşesi ortak, derdi ortak bir Türkiye özlemindeyiz.  Deprem’den sonra buradaki başkanlarım dahil hep beraber yardıma koştuk. Hatay’da, Kahramanmaraş’ta diğer tüm illerimizle kimseyi ayırmadan tüm imkanlarımızı seferber ettik. Bugün hala imkanlarımı el verdiğince orada olmaya devam ediyoruz. Kim nerede kime oy vermiş diye düşünmedik. Vallahi billahi bir insana nereye oy verdi diye nasıl bakılır biz bilmiyoruz. Biz insanı insan olduğu için seviyoruz.”

“CHP’li belediyelerin görev alanında yaşayan yurttaşlar da diğer partilerin yönettiği belediyelerin görev alanında yaşayan yurttaşlar da bizim yurttaşlarımız. Onlar bizim 86 milyon insanımız. Bu memleketin her metrekaresi hepimizin. Her vatandaşımız bu memleketin her milimetresine eşit hissedar. Eşit hissedar olmayı, bu memleketin bir evladı olmayı 86 milyon insanımıza yaşatmayı beceremeyenleri de yollayacağız, biz bu milleti eşitleyeceğiz. Yangın yerinde siyaset olmaz dedik. Acının olduğu yerde siyaset olmaz dedik. Bu kentlerin bu köylerin hepsi bizim. Hepimiz aynı müştereklik içinde aynı memlekette yaşayan insanlarız. Biz böyle bir ahlakı, kucaklaşmayı, bir olmayı bu memlekette yaşattığımız an nasıl güçlü bir devlet oluruz biliyor musunuz?”

“O yüzdendir ki ateşin sadece düştüğü yeri yakmasını biz kabul etmeyiz. Yanı başımızdaki Suriye’de yaşananlara göz yummayız, yumamayız. Zalimlik neredeyse biz ona karşıyız. Yürütülen süreç hem bölgemizi, Suriye’yi ama aynı zamanda ülkemizi derinden etkiliyor. Tabii ki tarihi bağlarımız var, akrabalıklar var. Ama biz milletçe mazlumun yanındayız. Her yerde mazlumun yanında olduk. Bugün Lazkiye ve çevresinde süren Tartus’ta olan çatışmalar, Aralık ayından bu yana yaşanan en büyük şiddet dalgasına dönüşmüştür. Özellikle Suriye’de yaşayan Alevilere yönelen şiddet ve sivil halk arasında yaşanan kayıplar ile azınlıklara yönelik katliam ihtimali bizde, bu memleketin vicdanlı 86 milyon insanında çok büyük bir endişe kaynağı olmuştur.”

“Buradan sesleniyorum, Türkiye Cumhuriyeti devleti en baştan beri söylediğimiz gibi evet Suriye’de güçlü, demokratik oradaki halkların eşitliğinin ilkesinin korunduğu ve özellikle inan, etnik köken ayrımı olmaksızın insanların birlikte yaşamaya, medeni bir biçimde yaşatmaya yönelik bir devletin kurulmasına biz öncülük edebiliriz. Türkiye’nin bunu yapması için masada olması gerekir dedik. Ve bu yoldan asla sapmaması gerekir dedik. O bakımdan ne yazık ki endişe duyuyoruz. Ne yazık ki Türkiye masa kuran olması gerekirken çoğu masalarda sandalye bulamaz durumdadır. Bu endişe vericidir. Yanı başımızda olan ve yürütülen bu süreçler yarın başka milletleri belki ilgilendirmez ama bizim 100 yılımızı, 200 yılımızı, yüzlerce yılımızı etkileyecek oluşumlardır.

“O bakımdan Türkiye şiddetin son bulması ve Türkiye’de barışın tesisi için Suriye’de yaşayan her insanın özgürce yaşayacağı bir devlet oluşması için uluslararası çabalara öncülük etmelidir. Suriye’de kalıcı barış ve istikrarın sağlanması, Türkiye için önemli bir önceliktir. Bölge barışı ancak Suriye’de yaşayan Aleviler ve diğer inançlara sahip insanlara eşit davranılmasıyla, adil ve tüm kesimlerin haklarını güvence altına alan bir sistem kurulmasıyla mümkündür. Zaten Atatürk’ün bize bıraktığı dış politikadaki ilke de budur. ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ ilkesidir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, dost ve kardeş Suriye halkının, ülkelerini birlik ve beraberlik içinde yeniden inşa etme çabalarına kararlılıkla destek verdik, vermeye de devam edeceğiz.”

 “ŞİMDİ SIRA TÜRKİYE’Yİ DEĞİŞTİRMEKTE”

“İşimiz çok, devralacağımız sıkıntı çok. Bu bozuk düzeni değiştirmek için, milletimizi birleştirmek ve özellikle tahribata uğrayan devlet yapısını yeniden inşa etmek için, Türkiye’yi hak ettiği refah seviyesine ulaştırmak için biz işte tam buradan uzun ve zahmetli bir yola çıkıyoruz. Bu yolculuğa hazır mıyız? İki yıl önce ‘CHP’nin de Türkiye’nin de değişeceğine inanıyorum’ demiştim. Çünkü CHP, değişirse Türkiye de değişir demiştim. Evet 2023 yılında genel seçimde başarılı olamadık çok üzüldük, yıkıldık ama 2023 kurultayında silkelendik ve ayağa kalktık. 31 Mart 2024’ten beri Türkiye’nin birinci partisiyiz. Teşekkürler Cumhuriyet Halk Partililer. Şimdi sıra Türkiye’yi değiştirmekte. 23 Mart’ta önce biz Cumhuriyet Halk Partililer olarak ayağa kalkacağız. Hep birlikte yola koyulacağız. Sonra milletimizin değişim umudu dalga dalga büyüyecek ve iktidar olacağız.”

“Bu ülkeyi israftan arındıracağız, ekonomik krizden kurtaracağız. Bu ülkeyi, derin yoksulluktan, toplumsal çürümeden kurtaracağız. Eğitim, adalet, sağlık, yargı, özellikle güvenlik sistemlerinin çöküşüne sessiz kalmayacağız. Milletimizin, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerde gördüğü, şeffaf, ahlaklı yönetim anlayışını hep birlikte ülke yönetiminde hakim kılmalıyız. Kadınları, çocukları, yaşlıları, gençleri, emekçileri, işçileri umutla geleceğe bakacakları bir ülke olacağız. Sloganımız ne olacak biliyor musunuz? ‘Cumhuriyet Halk Partisi başaracak. Türkiye kazanacak.’ 23 Mart anlamını biraz konuşalım. 1 milyon 750 bine ulaşan üye yapımız. 200 bine yakın insan son birkaç haftada koşarak partimize üye oldu. Hem de bu baskıcı ortamda hem de insanların korkutulmaya çalışıldığı bu ortamda. O cesur yüreklere ben buradan teşekkür ediyorum. Aramıza hoş geldiniz. 23 Mart’ta, tek bir fire bile vermeden, hep birlikte ayağa kalkmalıyız. Hep birlikte ‘millet burada’ demeliyiz.”

“Dün de ifade ettim… Aralarında kimi yol arkadaşım, kimi tanıdığım, kimi hiç tanımadığım bir grup insanın mal varlıklarına, banka hesaplarına el koyuyorlar. Bir kez daha algı operasyonlarının peşinde koşuyorlar. İtibar suikasti yapmaya çalışıyorlar. Akıllarınca beni korkutup yıldıracaklar. Bu haktan ve hukuktan nasibini almamışların ben bugüne kadar hiçbir saldırısından milim geri atmamış, saçımın teli bile titrememiş ben sizden korkacağım, haydi oradan! Bu yürüdüğüm bu yolda önce yüce Allah’a sonra da milletime güveniyorum. Kumpaslarla, entrikalarla, fitneyle, fesatla kurdukları oyunları size söz veriyorum başlarına yıkacağım. Millet haklının yanındadır, mazlumuz yanındadır. Haksızlığa uğrayanın yanındadır. 2014’ten beri yaşadıklarım roman olur. Her arkadaşımın vardır ama özellikle İstanbul’a milletin seçim zaferini yaşadıktan sonra her günümüz saldırılarla geçti.”

“Buradan söylüyorum: Eyyy ilgili şahıs. O kendini çok iyi biliyor. Bak ben senin dediğin gibi şantaj-montaj demiyorum. Çok net bir şey söylüyorum: Benim arkadaşlarım eğer en ufak bir haksızlığa veya hukuksuzluğa karışmışsa gelin bütün dosyaları açın, bütün belgeleri bilgileri açıkça kamuoyu ile paylaşın. Milletimiz görsün. Hodri Meydan. Elinizde ne varsa dökün ortaya diyorum. Ama öyle uydurma gizli tanık beyanları o geçmişte ki FETÖ terör örgününün muameleleri gibi hareket etmeyin mertçe, hakka ve hukuka uygun olarak yapın. Senin savcıların sorsun benim arkadaşlarım yanıtlasın. Kim ahlaklı hangi dönem kaynakları peşkeş çekilmiş. Canlı yayında bu millete izletmeye var mısın? Var mı yüreğin? Mertsen, yiğitsen, ufacık da olsa vicdan kırıntın varsa bu meydan okumaya yanıt verirsin. Bir derdiniz varsa ben buradayım. Milletimizle beraber buradayım.”

“Bırak yan yollara sapmayı, bırak milletin banka hesaplarını bloke edip mağdur etmeyi. Gel gidelim millete gidelim. Amacınızı biliyoruz. İstanbul’a, Türkiye’ye hizmet edemeyelim istiyorsunuz. Ekrem İmamoğlu olmadan seçime girmek istiyorsunuz. Yoksa korkuyor musunuz? Ben her yerde söyledim, öyle bir ülke hayal ediyorum ki bugün bu zalimliği yapanların bile evlatlarının en üst düzeyde korunduğu hukukla birlikte muhafaza edildiği bir ülkeme istiyorum ben. Bu ülkede zalimlikler son bulsun istiyorum. Ama bunlar öyle değil, kaldı ki benden niye korkuyorsunuz? Az önce çocuk geldi benim koltuğuma oturdu, biliyor o koltuk benim. Adamın biri de korkuyor, gelecek biri o koltuğa oturacak o koltuk senin değil milletin koltuğu. Şu çocuk bile biliyor o koltuk onun. Bu millete yanlış yapan benden korksun.”

“Bize sözde suç icat ediyorlar. Ben suçumu biliyorum 2014’ten beri sandıkta yenilmemek. Sana yenilmeyeceğiz! 5. yenilgiyi yaşatıp evine yollaya hazır mıyız? Ne yapsanız nafile o sandık gelecek bu millet seni evine gönderecek. Millet büyüktür. Biz milletiz… Cumhuriyet Halk Partililer olarak milletin ta kendisiyiz… Millet bu ülkedeki en büyük asıl güçtür. Ve çok iyi biliyoruz ki, devleti arkasına alıp milletle kavga edenler hep kaybetmiştir, yenilmiştir. Ama Milleti arkasına alanlar, ‘millete rağmencilik’ oynayanları her türlü yenerler. Biz oradayız. Biz milleti arkasına alanlarız. Bunu da ülkede en iyi o bilir.”

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Günebakış Trabzon Haber