
İnsanlık tarihinin her döneminde ilgi, cazibe merkezi olan bu şehir medeniyetlere katkının ötesinde öncülük de etmiştir.
Beş bin yılı aşan bir tarihle insanları kucaklayan bu şehir, Anadolu, Kafkasya, Ortadoğu ve Karadeniz havzasının kilit kapısıdır. Tarihi İpek Yolunun en güçlü limanıdır. Tüm bu özellikleri nedeniyle, tarih sahnesinde kendini gösteren ve göstermek isteyen her millet bu şehri elde etmek istemiştir. Belki de dünya tek bir ülke olsa, Başkenti İstanbul olurdu sözünü tam ve doğru söylemek gerekirse, “Dünya tek bir ülke olsa İstanbul onun başkenti olurdu. Onu ayakta tutmak için de Trabzon şarttır.”
Nitekim İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet Han, “Trabzon fethedilmedikçe İstanbul’un fethi tamamlanmış olamaz.” diyerek bu duruma aslında o günden işaret etmiştir.
Fatihin fethettiği, Yavuz Sultan Selim’in yönettiği ve Kanuni Sultan Süleyman’ın doğduğu bu şehir, fiziki stratejik önemi kadar insan kaynağı açısından da fevkalade önemli bir şehirdir. Trabzon uşaklarının, Kurtuluş Savaşındaki yararlılıklarını açıkça tescilleyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu şehri üç kez ziyaret etmiştir. Bu günde Trabzon, insan kaynağı açısından ülkemizin en önemli şehirlerinden birisidir. Bizler boşuna “Trabzon’un ‘T’si TÜRKİYE’nin ‘T’sidir.” demiyoruz. Biz bugün boşuna “Bize her yer Trabzon.” demiyoruz.
On beş yaşında şehit olmayı göze alabilen Erenlerin, Erenler ölmesin diye 42 kurşun yemeyi göze alan Ferhatların şehridir bu şehir. O nedenle Türkiye’nin çimentosudur Trabzon.
Her haliyle tarihin her döneminde gözde olan bu şehir; 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet’in fethi ile tam bir Türk ve İslam mührüne mazhar olmuştur. Bu mühür öylesine bir mühürdür ki bir daha silinmemek üzere vurulmuştur.
Bu gün ülkemiz ve Yüce Türk Milleti ile hesabı olanların ilk hedefi elbette ki Trabzon’dur. Trabzonlular olarak bu noktadaki uyanık ve hassas duruşumuzu her daim korumak, akılcı ve stratejik kararlarla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu çabaları boşa çıkarmak mecburiyetindeyiz. Bu kapsamda özellikle Sümela Ören yerinde tarih değiştirmek suretiyle de olsa yapılan ayin ve diğer çalışmalar yakından takip etmelidir.
Fatihin Fethettiği, Yavuz’un yönettiği, Kanuninin doğduğu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün üç kez ziyaret ettiği bu şehri, daha da geliştirmek ve mamur etmek boynumuzun borcudur. Tarihi değerlerini koruyup, üzerine yenilerini eklemeliyiz.
Bu duygu ve düşüncelerle Trabzon’un fethinin 564. yılını kutlar, emeği geçenleri rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz.
Coşkun DİLBER
Kamu-Sen İl Başkanı

