
İşsizlik, artık yalnızca bir veri değil; yürekleri kanatan bir yara, ocaklara düşen bir ateş hâline gelmiştir. Trabzon’da ise bu yara her geçen gün daha da derinleşmekte, sosyal bir çöküşün habercisi hâline gelmektedir.
Gençlerimiz üniversiteden mezun oluyor, fakat karşılarına iş değil, belirsizlik çıkıyor.
İş bulan geçinemiyor; emeği, alın teri, hayat mücadelesi ile denk düşmüyor.
Bir şehrin umudu olan gençleri her sabah bavul toplayıp “başka bir şehirde şansımı deneyeyim” diyerek memleketinden kopuyorsa, orada çok büyük bir sorun var demektir.
Bakınız, Akçaabat Belediyesi’nin 13 personel alımına, Trabzon genelinden 1325 başvuru yapılmış.
Bu rakam tesadüf değildir;
Bu rakam, “Trabzon’da gençlerin umudu kalmadı” diye haykıran sessiz bir çığlığın habercisidir.
Peki siyasetçiler, belediye başkanları, milletvekilleri ne yapıyor?
Polemik üretmek, birbirine laf yetiştirmek, vitrin siyaseti yapmak dışında ne yapılıyor?
Arkadaşlar, memleket kanıyor; gençlik gidiyor! Hangi gün için duruyorsunuz?
İstihdam kapıları açılması gerekirken kapılar kapanıyor.
Üretim artması gerekirken üretim geriliyor.
Teşvik verilmesi gerekirken gençler teşvik edilmek yerine şehrin dışına itiliyor.
Soruyorum:
Trabzon gençlerini kaybediyorsa, bu şehir geleceğini nasıl kuracak?
Kim kaldıracak bu şehrin yükünü?
Kim taşıyacak yarınları?
Her şeyden önce, bu tabloyu değiştirmek zorundayız.
Bu şehrin umudu, potansiyeli, birikimi vardır; ama bu umudu yaşatmak için ciddi bir irade gerekir.
Bu şehrin gençleri için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Burak TURHAN
Saadet Partisi Ortahisar İlçe Başkanı


