Reklam

Reklam
Reklam
Haberim Hamsi | Trabzon Haber

SEFALETİ KABUL ETMİYORUZ, HAKKIMIZ OLANI İSTİYORUZ:

İNSAN ONURUNA YARAŞIR BİR ÜCRET VE SENDİKAL HAKLARIMIZ İÇİN ALANLARDAYIZ!

SEFALETİ KABUL ETMİYORUZ, HAKKIMIZ OLANI İSTİYORUZ:


SEFALETİ KABUL ETMİYORUZ, HAKKIMIZ OLANI İSTİYORUZ:

Değerli Basın Emekçileri, Saygıdeğer Kamuoyu ve Mücadele Arkadaşlarımız;
Aralık ayı, takvim yapraklarının değiştiği sıradan bir zaman dilimi değil; milyonlarca emekçi ve emekli için bir sonraki yılın “insan onuruna yakışır bir yaşam mı yoksa hayatta kalma mücadelesi mi” olacağının belirlendiği kritik bir kavşaktır. 
Ancak görüyoruz ki iktidar ve sermaye çevreleri, 2025 yılını kapatırken de bizlere umudu değil; sefaleti, yoksulluğu ve güvencesizliği dayatmaktadır.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun işçi tarafının temsilcileri olmadan toplandığı şu günlerde, iktidarın niyeti bellidir: Asgari ücreti bir kez daha açlık sınırının altına hapsetmek, emekli aylıklarını ise sadaka kültürüne indirgemek! 
Bizler bu filmi daha önce gördük ve sonunu çok iyi biliyoruz: Belirlenecek sefalet düzeyindeki asgari ücret ve emekli aylıkları, daha yılın ilk aylarında eriyip gidecek, emekçinin ve emeklinin sofrasındaki ekmek daha da küçülecektir.
Yılbaşında “resmi enflasyon” adı altında açıklanacak olan oranlar, emeklilerin mutfağındaki yangını söndürmekten uzaktır. TÜİK’in masa başında takla attırdığı rakamlar, emekçinin cebine girmeden her geçen gün cebinden çalınan refah payıdır.
Bugün en düşük emekli aylığı 16.881 lira seviyesindedir. İktidarın “enflasyona ezdirmedik” diye övündüğü bu rakam, asgari ücretin yüzde 24, açlık sınırının ise yüzde 43 altındadır!  Yani bir emeklinin sadece mutfak masrafını karşılayabilmesi için bile aylığının iki katına çıkarılması gerekmektedir. Emekliden bu sefalet ücretiyle barınması, beslenmesi, ısınması ve insanca yaşaması beklenmektedir. Bu bir ekonomi politikası değil, sistematik bir yoksullaştırma projesidir.
Buradan bir kez daha, en gür sesimizle ve örgütlü gücümüzle haykırıyoruz:
•    Açlık sınırının altında belirlenen asgari ücret dayatmasını reddediyoruz!
•    Emekliyi yaşayan ölüye çeviren politikalarınızı kabul etmiyoruz!
Emeklilerin Talepleri Nettir ve Tartışmaya Kapalıdır:
Asgari ücret ve emekli aylıkları yoksulluk sınırı esas alınarak belirlenmelidir! Konfederasyonumuz DİSK’in ısrarla vurguladığı gibi; asgari ücret bir geçim ücretidir. En az yoksulluk sınırının yarısı düzeyinde belirlenmelidir. Emeklilerin kaderi de işçi sınıfının kaderinden ayrı değildir.
En düşük emekli aylığı asgari ücrete eşitlenmelidir! Hazine yardımıyla, kök aylık aldatmacalarıyla yamalanan bu ucube sisteme son verilmelidir. Bugün 16.881 lira olan en düşük emekli aylığı, derhal asgari ücret seviyesine yükseltilmelidir. Emekliyi, asgari ücretin bile altında yaşamaya mahkûm etmek, “siz artık yurttaş değilsiniz” demektir. Bu ayrımcılığı reddediyoruz!
Emeklilerin sendikal hakları önündeki engeller kaldırılmalıdır! Avrupa’da ve dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de emekliler kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahiptir. DEV Emekli-Sen olarak, toplu sözleşme masasında yerimizi alana kadar mücadelemiz sürecektir. Emeklilik haktır, sendika haktır!
Kaynak Yok Diyenlere Sesleniyoruz!
Bize “bütçede yer yok, kaynak yok” diyenler, dönüp sermayeye sağladıkları vergi aflarına, garanti ödemelerine ve şatafatlı harcamalarına baksınlar. 
Kaynak saraydadır, kaynak rantiyededir, kaynak sermayenin kasasındadır! Bizim olanı, halkın olanı alana kadar durmayacağız. Sokakta, mecliste, alanlarda ve hayatın her yerinde; emeklilikte insanca yaşam hakkımız için mücadeleyi büyüteceğiz.
Değerli dostlar, emekliler için “aktif yaşlanma” meydanlarda hak aramaktır!
Bize “aktif yaşlanma” adı altında sunulan masalların Türkiye gerçeğindeki karşılığı bellidir. Türkiye’de emekliler için fiziksel aktivite, hasta garantili şehir hastanelerinde doktor peşinde koşmaktır. Zihin jimnastiği ise bulmaca çözmek değil, ay sonunu nasıl getireceğinin hesabını yapmaktır. Bizim için aktif yaşlanma; hak aramak için meydanları doldurmak, adalet için eylemden eyleme koşmaktır.
Yıllarca bu memlekete değer üretmiş, alın teri dökmüş 16 milyon emekli ve hak sahibine reva görülen yaşam; açlık sınırının altında ezilmek, yaşlılıkta yeniden çalışmak zorunda kalmak, torununa harçlık verememek ve faturalardan korkarak yaşamaktır.
Dostlar, kayyım darbesi, emeğe ve ekmeğimize darbedir!
Emekliler açlığın pençesindeyken, işçiler geçim derdindeyken, öğrenciler barınacak yurt bulamazken iktidar ne yapmaktadır? İktidar, halkın sorunlarını çözmek yerine halkın iradesini yok saymakla, seçme ve seçilme hakkını gasp eden kayyım politikalarıyla meşgul olmaktadır.
Çok iyi biliyoruz ki; demokrasi ve emek mücadelesi birbirinden ayrılamaz. Halkın oyunu yok sayanlar, işçinin grevini yasaklayanlardır. Sandıktan çıkan iradeyi tanımayanlar, emeklinin sendikal hakkını da tanımayanlardır. Demokrasiyi yok sayan bu saldırıların gündeme oturması tesadüf değildir; bu yolla emeklilerin sefalet aylıkları ve milyonların yoksulluğu tartışılamaz hale getirilmektedir.
Dostlar, iktidarın sınıfsal tercihlere dayanan ekonomi politikaları; kadını, genci, çocuğu, işçiyi, emekliyi, doğayı ve sokaktaki canlıyı aynı anda hedef almaktadır.
•    Depremlerde ve iş cinayetlerinde ölüyorsak,
•    Hayatımız, bir şişe parfümden daha ucuz görülüyorsa,
•    Gençlerimiz ne eğitimde ne istihdamda yer bulabiliyorsa,
•    Kadın cinayetleri durdurulmuyor, failler korunuyorsa,
•    Zeytinliklerimiz ve doğamız talan ediliyorsa,
•    Ve biz emekliler, bütçede sadece bir “yük” olarak görülüyorsak; Mücadelemiz de ortaktır! Ortak olmak zorundadır!
Bizleri yoksulluğun her türlüsüne karşı koruyacak insan onuruna yaraşır bir ücret, herkes için erişilebilir ve nitelikli sağlık hizmeti, güvenli barınma ve sosyal yaşama tam katılım hakkımız için kavgamızı sürdüreceğiz.
Ayrımcı, adaletsiz ve eşitsizliği derinleştiren tüm politikalara karşı; işçilerle, kadınlarla, gençlerle ve tüm ezilenlerle omuz omuza duracağız. 
Çünkü inanıyoruz ki; bugünden yarına biz kalacağız, üretenler kalacak!
Biz, bu ülkenin dört bir yanında yaşayan milyonlarca emeklinin sesi, nefesi ve örgütlü iradesiyiz. Adımız DEV Emekli-Sen. Defalarca kapatma girişimleriyle üzerimize çökenlerin, bağımsızlığını yitirmiş yargı sopasına sarılanların karşısında her seferinde küllerimizden yeniden doğduk. Çünkü kapatılmak istenen bir sendika tabelası değil; milyonların hayatı, sözü ve iradesidir.

Bizi hedef alanlar şunu bilsin: 
Haklarımızdan da, varlığımızdan da, onurumuzdan da vazgeçmeyeceğiz. Emekle yoğrulmuş bu topraklarda kök salmış bir hareketiz. İşçiyken nasıl ürettiysek, emekliyken de mirasımızı taşıyor, emeğin tarihini yazmaya devam ediyoruz.
DEV Emekli-Sen olarak taleplerimiz dün neyse bugün de aynıdır, nettir, meşrudur ve geri adımı yoktur. Bu talepler bir lütuf değil; yıllarca üreten, vergisini veren, bu ülkenin geleceğini kuran milyonların hakkıdır. Her mahallede, her sokakta bu sözün arkasında duran binlerce emekli var. Evlerinden çıkıyor, meydanlarda buluşuyor, DEV Emekli-Sen saflarında omuz omuza duruyorlar.
Biz biliyoruz: Demokrasi mücadelesinden emekli olunmaz!
Sınıf mücadelesinden emekli olunmaz!
Emeklilikte insanca bir yaşam mümkündür, zorunludur ve alınacaktır!
Tüm emeklileri, sözünü büyütmeye, gücüne güç katmaya, 
DEV Emekli-Sen çatısı altında örgütlenmeye çağırıyoruz!
YAŞASIN DEMOKRASİ VE SINIF MÜCADELEMİZ!
YAŞASIN DİSK! YAŞASIN DEV EMEKLİ-SEN!


 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Günebakış Trabzon Haber