Reklam

Reklam
Reklam
Haberim Hamsi | Trabzon Haber

TÜRKİYE’DE BÜYÜK FAKİRLİK VE GERİ GİDİŞ VARMIŞ

Türkiye’nin Ak Parti öncesini bilmeyenlerin Türkiye’de büyük fakirlik ve geri gidiş olduğunu söylemelerini çok anormal bulmam.

Z kuşağı denilen hayata yeni atılan ve hatta onların da bir öncesi kuşaklar Türkiye’nin nerelerden koparak nerelere geldiğini bilmelerine imkân yok.

Benim asıl anlayamadıklarım, Ak parti öncesi affedersiniz bir eşeği bile kapısında olmayan ve hatta evine gidecek patika yolu bozuk olup gidiş gelişe uygun olmayan kimi insanların, Ak Parti sonrası çocuklarının ve hatta torunlarının altlarında son model arabalar, her yazın tatillere çıkmalar, bir giyindiklerini bir daha giyinmemeler, daha neler ve neler.

Dünyanın hangi ülkesinde çalışan da çalışmayan da aynı gelire sahiptir?

Bilenler varsa söylesinler.

Elbette ki her ülkede zengin ve fakir vardır ve olacaktır. Bu kaçınılmazdır. Başat bir ülke olarak dünyaya bile kafa tutan ABD de fakir yok mu? Ya da ABD de mevcut adalet sisteminden memnun olmayan yok mu?

Elbette vardır. Bunlar asla inkâr edilemez.

Bir ülke yönetiminin birinci öncelikli görevi hiç kuşkusuz güvenliktir.

İç ve dış tehditlere karşı güvenliğini sağlayamamış ülkelerin üretim yapması ve hatta yönetimin halka adalet sağlaması mümkün değildir.

Ülkemiz geçmişte var olan şiddetli iç ve dış tehditlerin üstesinden gelmeyi başarmış ve tabiri caizse uçak pisten tekerleklerini kesmiş ve kendine uygun bir rota belirlemiştir.

Bütün bunları anlatırken bu ülkede her şeyin normal olduğunu söylemek istemiyorum. Elbette büyük olumsuzluklar var. Çeşitli yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları, iktidara yakın çevrelerin uzak olanlardan daha avantajlı görünümleri asla kabul edilebilir değildir.

Muhalefetin birincil görevi eleştirmektir. Kimse muhalefetten iktidara veya hükumet uygulamalarına karşı övgüler dizmesini beklemez.

Muhalefetin eleştirileri hükumetlerin daha verimli çalışmasını sağlar. Bunlara eyvallah!

Ne var ki, ipe sapa gelmez, mantık tutmaz, irrasyonel iddia ve isnatlar, iktidara bir yön veremeyeceği gibi muhalefetin halkın gözünden düşmesine zemin oluşturur.

Çok yakın bir geçmişte bu ülkenin Başbakanları ve bakanları dâhil ülkemizin birçok noktasına dahi gidemez durumda idiller. Bunlar unutulmadı.

Yukarıda da belirttiğim gibi Z kuşağından bunları bilmelerini beklenmeyebilir ama geçmişten nasıl bir Türkiye’nin devralındığını da lütfen unutmayalım.

2024 yılı itibarıyla Türkiye’de kişi başına düşen Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla (GSYİH) 15.147,84 Amerikan Doları olarak kaydedilmiştir.

Nüfusumuz ise yaklaşık 90 milyondur.

2002 yılında ise Türkiye’de kişi başına düşen GSYH kişi başına 2.580 Amerikan doları olup Nüfusumuz ise 65 milyondu.

Cumhuriyetimizin kuruluşu olan 1923 yılından 2002 yılına kadar 79 yılda Türkiye’nin geldiği yere bakın 2002 yılından 2024 yılına kadar 22 yılda geldiği yere bakın sonra gelin konuşalım.

Ülkemizin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durumun sonuçlarını fiilen yaşayan halkımız, iktidara yönelik bütün kimi haklı eleştirilerine rağmen tüm seçimlerde gene iktidarı desteklemiştir.

Bunun nedeni tüm çalışan ve üretenlerin hallerinden memnun ve mutlu olmalarıdır.

Çalışıp üretmeyenlerin ise en temel şikâyetleri işsizliktir.

İnternet üzerinden bakılacak olursa çalıştırmak üzere işçi arayanların ve bulamayanların sayısının işsizlerden daha çok olduğu görülecektir.

Burada asgari ücreti yeterli görmeyen veya her işte çalışmak istemeyenlerin işsizler ordusunu oluşturduğunu görüyoruz.

İşsizler ordusunun aç durmadıklarını düşünürsek onların da güvendikleri ve geçindikleri bir alan olduğu muhakkaktır.

Şayet iktidardaki sorumlular Türkiye’nin gelir dağılımındaki bozuklukları bir an evvel düzeltirse ülkemizin kalkınması ve yükselmesinin önünde hiçbir engel kalmayacaktır.

 

10.08.2025 M.Sadullah SAĞLAM

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Günebakış Trabzon Haber